Yayınlanmamış Şiirler Dünyası

Ayşe Beyzan Ahıska Şiirler Kronolojisi


DENİZ – 1 –
Denizde benim gibi
Alev alev yanıyor
Kanayan yaram gibi
Onu senle boyuyor
Çırpınan dalgalarda
Kalbim seni arıyor
Veda eden güneşte
Yanlızlığı yaşıyor
Gecenin yüzü kara
Sessizlik başlıyor
Acıları bulana
Istırap yaraşıyor
Ölümün meltemini
Denizde getiriyor
İçindeki gizemi
Derinlerde saklıyor
NOT: 1977 yılında yazıldı
7’lik hece vezni

OLDUN – 2 –
Irmak olupta çoşarak akmaz mı?
Yağmur olupta toprağa düşmez mi?
Ve diyelim ki sen bir insan oldun.
İnsan hiç dost yardımına koşmaz mı?
Ateş olurda dumanı çıkmaz mı?
Yanan odun sonunda kül olmaz mı?
Ve diyelim ki sen bir insan oldun.
İnsan düşeni yerden kaldırmaz mı?
Bahar gelince tohum yeşermez mi?
Yazın açan ağaç meyva vermez mi?
Ve diyelim ki sen bir insan oldun.
İnsan ömründe iyilik yapmaz mı?
Harun olsan malın birgün bitmez mi?
Kral olsan ecel kapın çalmaz mı?
Ve diyelim ki sen bir insan oldun.
İnsanda günü gelince ölmez mi?
NOT: 1977 yılında yazıldı
11’lik hece vezni

UMUT – 3 –
Beni bulmak zor değil;
Her yerde ve her şeydeyim…
Yanlızlıkta bir ümit,
Sessizlikte bir ses,
Yaşamda bir milyon bin nefesim.
Uzun bekleyişlerde beklenen,
Karanlık gecelerde ışık,
Hayatın yolunda rehber,
Dik yamacın sonunda düzlüğüm.
Beni bulmak zor değil;
İstersen,
Bir demet çiçeğin içinde,
Uçan kuşun kanadında,
Çoşan suyun köpüğünde,
Doğan güneşin sıcaklığında,
Mutluluğu getiririm sana.
Beni bulmak zor değil;
Ordayım, burdayım, şurdayım.
Kimi zaman bir ağaç gövdesinde
Yazılmış isim olurum.
Kimi zaman çobanın çantasında
Ekmeğine katık olurum.
Çoğu zamanda
İnsanların kalbinde olurum.
Beni bulmak zor değil;
Düşleyin beni gönülleri ısıtıyım.
Düşleyin beni geceleri aydınlatıyım.
Düşleyin beni,
Düşleyin ki;
Sevgi olup damarlarda akayım.
Aşk ile yolları birleştiriyim.
Dostlukla elleri kenetleyim.
İsteyin beni !
Düşleyin beni !
Yaşatın beni !
Yaşatın ki;
Dünyayı yaşanacak hale getireyim….
NOT: 1977 yılında yazıldı
.. /…

BİRGÜN – 4 –
Eğer birgün bu diyardan giderde
Oralardan seni arıyamazsam
Bahar müjdecisi dudaklarından
Sıcacık gülüşlerin kaybolmasın
Birgün ayrılık çanları çalarda
Sana veda etmeden ayrılırsam
Isdrap, güneş yanığı yüzünde
Acıyla fırtınalar yaratmasın
Eğer birgün sana yalanla gelip
Seni unuttuğumu söylerlerse
Kara gözlerinden akan yaşı silip
Kalbinde öfkeyi yeşertmiyesin
Ve birgün ecel kapımı çalarsa
Beni bilinmeyene götürürde
Toprağımda sarı çiçek açarsa
Onun suyu gözyaşların olmasın
NOT: 1977 yılında yazıldı
11’lik hece vezni

ÖZLEM DOLUYUM – 5 –
Göz pınarlarımda yaş değil
Sen varsın.
Düşlerimde tek hayal
Yine sensin.
Açan çiçek, uçan kuş,
Düşen yaprak, solan gül,
Yağan yağmur, açan güneş,
Doğan gün, batan gece.
Bana kimi anımsatır hep
Bilirmisin ?
Seni…
Kalbim her atışında
İsmini heceler ağır ağır.
Resmini çizer gözlerim boşluğa.
Dilimde, gönlümde, usumda,
Benliğimde hep sen varsın.
Buruk bir acı
İnce bir sızı gibi yaran,
Yavaş yavaş,
Durmamacasına kanar.
Kimse bilmez
Neden boynum bükük ?
Neden yalnızım ?
Görmezlerki beni
Nerden bilsinlerki içimdekini…
Hele seni,
Hiç söylemedim ki
Adını bile kendime.
Onlar nerden bilsinler….
NOT: Haziran 1983 de yazıldı
…!
SEN !… – 6 –
Sen !…
Yabancı, önce dinle beni;
Sen !…
Gündüz karşımda, gece düşümde,
Sen !…
İşte alın terimde, sofrada aşımda,
Sen !…
Delik cebimin olmayan yaması,
Sen !…
Kimsin ?!… Nesin ?!… Bilmeden,
Gündüzümü gece, gecemi zindan eden,
Bırak !…
Güneşi balçıkla sıvama,
Umut doluyum.
Bırak !…
Ayı gizlemeye çalışma,
Gecelerim aydınlansın…
…..
Sana kokan nefesimden başka,
Verecek neyim kaldı…
Umutlarmı çalıp, gecelerimizi karatma.
Sonra o karanlık senide yutar.
Zannetme ki hep böyle olacak.
Karanlığa ışık doğmayacak.
Birgün gelecek sanada sorulacak.
Neden ?!… Niçin ?!… Niye ?!…
Hani ?!… Nerde ?!… diye.
O gün gerçek görülecek !
O gün gerçek duyulacak !
../…


Ve…
İşte o an senin için
Zaman duracak da …
…..
Sen !…
Tek başına sahnede
Yanlızları oynayacaksın …
Dost dediklerin,
Candan bildiklerin,
Yüzüne güldüklerin,
Kapında besledikleri,
Yok olacaklar
Birer birer.
Artık “dayı”lıktan çıkacaksın …
Yanlız kalacaksın …
Geriye dönüp baktığında,
Kendi kendine inan bana
Pişman olacaksın …
O zaman ise;
Zaman çok geç olacak.
…..
Evet !…
Dün senindi …
Evet !…
Bugünde senin…
Ama,
Yarın kimin olaçak.
Bilebilir misin ?!…
NOT: 3 Temmuz 1983 de yazıldı

BEBEĞİM ( I ) – 7 –
Ağla bebeğim
Gün gelecek güleceksin.
Dur bebeğim
Gün gelecek koşacaksın.
Sus bebeğim
Gün gelecek söyleyeceksin.
Görmesin gözlerin hiçbirşeyi
Yavaşca kapa.
Duymasın kulakların hiçbirşeyi
Yavaşca tıka.
Söylemesin dilin hiçbirşeyi
Yavaşca bağla.
Zamanı değil daha büyümenin
Düşünmenin.
Zamanı değil daha okumanın
Yazmanın.
Zamanı değil daha yaşamanın
Yaşatmanın.
Saklan bebeğim
Seni kimse görmesin.
Saklan bebeğim
Seni kimse duymasın.
Saklan bebeğim
Seni kimse bilmesin.
../…

Dağlarda açan çiçek
Havada uçan kuş
Denizde yüzen balık
Gizlesinler seni içlerinde.
Açarken çiçek duy
Toprağın duyduklarını.
Günün içine dalarken kuş gör
Göklerin gördüklerini.
Yüzerken balık derinlere doğru öğren
Denizin bildiklerini.
Öğren ki ;
İnsanı,
Yaşamı,
Ve
Gücün ne olduğunu.
Öğren ki ;
Ezilmeyesin …
Feryadın bir çığlığa dönüşüp
Gözyaşlarınla hayatın
Mateme boğulmasın.
NOT: 15 Ağustos 1983 de yazıldı


BEBEĞİM ( II )
İSTER MİSİN ? – 8 –
Sana ninniler söyleyeceğim
Bebeğim
Eğer doğarsan.
İçinde hüzün olan,
Ayrılıklardan söz eden,
Nefreti anlatan,
Gözyaşları bulunan …
Sana masallar anlatacağım
Bebeğim
Eğer doğarsan.
İçinde barut olan,
Kan kokan,
Silahlar bulunan,
Düşmanlığı anlatan …
Sana şiirler okuyacağım
Bebeğim
Eğer doğarsan.
İçinde sevgi olmayan,
Dosluktan söz edilmeyen,
Barış anlatmayan,
Saygı bulunmayan …
../…


Benim ak tenlim
Al yanaklım
Kara yazgılı bebeğim.
İster misin ?
Umudu karanlık gecelerde
Yıldızlarda aramayı
İster misin ?
…….
NOT: 4 Aralık 1984 de yazıldı

BEBEĞİM ( III )
HAYAL – 9 –
Saracağım gökkuşağını
Yumak yumak
Renk renk.
Öreceğim gökkuşağını
Desen desen
Çeşit çeşit.
Çoçuklar üşümesinler diye …
Alacağım silahları
Kucak kucak
Kürek kürek.
Gömeceğim silahları sonsuzluğa
Dizin dizin
Yığın yığın.
Çocuklar yaşasınlar diye.
NOT: 20 Ağustos 1983 de yazıldı

SEVGİYE ÖZLEM – 10 –
Seni daha tanımadım,
Ama ;
Özlüyorum …
Seni daha tatmadım,
Ama ;
İstiyorum …
Bahar gideli epey oldu,
Neredeyse
Yaz da geçecek.
Yoksa,
Ömrüm seni tanımadan mı
Bitecek.
NOT: 20 Ağustos 1983 de yazıldı


ANLATAMIYORUM -11 –
Dilimin ucunda,
Usumda,
Gönül telimde,
Akan kanımda,
Ama;
Anlatamıyorum…
Tenimi okşayn meltem,
Bedenimi ısıtan güneş gibi,
Onun kollarındayım,
Hissediyorum,
Ama;
Anlatamıyorum…
Penceremde şarkı söyleyen
Kuşlarda,
Yağmurun çama vuran
Damlalarında,
Duyuyorum,
Ama;
Anlatamıyorum…
Denizin köpük köpük
Beyaz dalgalarında,
Güneşe merhaba diyen
Bir çiçeğin doğuşuna,
Görüyorum,
Ama;
Anlatamıyorum…
../…


Sevginin benliğinde,
Güzelin bedeninde,
Dokunuyorum,
Ama;
Anlatamıyorum…
Anlatamadım
Anlatanıyorum
Anlatamıyacağım da
Bedenler bir
Yürekler beraber olmadıkca…
Çünkü;
Gören gözü,
Duyan kulağı,
Dokunan eli,
Hisseden gönül yok ki …
NOT: 9 Eylül 1983 de yazıldı


SİTEM – 12 –
Yanlızlıktan yakınan dost.
Sen hiç konuştun mu?
Taşla, toprala,
Böcekle, çiçekle,
Bulutla, yağmurla,
Sen hiç konuştun mu ?
Kendinle ve benimle…
Neden yakınırsın öğleyse ?..
NOT: 9 Eylül 1983 de yazıldı

AĞIT – 13 –
Sen,
Yanlız gecelerimin sessizliğinde
Dudaklarımdan dökülen çığlık.
Sen,
Karanlık dünyamda
İçime doğan ışıksın.
Sanma ki;
Senden uzakta gönül mutlu
Düşler umutlu.
Sanma ki;
Sensiz gecelerde sıcak yatağım
Dolu kucağım.
Sen,
Sevgiyi doğurup
Ayrılığı büyüten insan.
Sen,
Aşkı acıyla yoğurup
Özlemle şekillendiren.
Sanma ki;
Ilık bahar sabahında acan çiçekle
Sevdan tükenecek.
Sanma ki;
Yeni ümitlerle doğan günde
Yüreğim bir daha yeni sevdalara açılacak.
NOT: Haziran 1983 de yazıldı


SEVGİYİ TADIŞ – 14 –
Yağmurdan sonra
Nasıl
Toprak buram buram yaşamın kokusuyla
Sarmalarsa dünyayı…
Gün doğarken
Nasıl
Gökyüzünü alev alev yakarak
Nura boğarsa yeryüzünü…
Ve nehir
Nasıl
Kavuşmak için sonsuzluğa
Çoşa çoşa akarsa…
Sende ,
Damla damla içime dolup
Çağlayarak damarlarımdan aktın.
Ve
Bana seven bir kalp bıraktın…
NOT: 1984 de yazıldı

VARIM – 15 –
Özlem, kavuşmak umuduyla,
Sevgi, seven bir kalble,
Umut gelen günle güzel.
Ve ben,
Seninle güzelim…
Deniz dalgasıyla,
Gül dikeniyle,
Sevda acısıyla var.
Ve ben,
Seninle varım…
Not: 1984 de yazıldı


1. şiir kitabına girdi


ADAK – 16 –
Duydum ki susamışsın,
Gözpınarlarımdan bir avuç su getirdim
Şifa diye içer misin?
Duydum ki üşümüşsün,
Ağaran saçlarımdan bir kazak ördüm
Deva diye giyer misin?
Duydum ki ağlamışsın,
Gönül telimden bir mendil dokudum
Gözyaşını siler misin?
Duydum ki adağın varmış,
Kavuşmak için gönül verdiğine
Sevdanın adağı oldum
Kabul eder misin?
Not: 1984 de yazıldı
1. şiir kitabına girdi


BEDDUA – 17 –
Uykusuz gecelerimde
Elimde kalem, önümde kağıt…
Bilmiyorum kaçıncı kağıt.
Sana yazmaya çalıştığım kaçıncı mektup.
Bilmiyorum bugün ayın kaçı.
Hangi mevsimdeyiz.
Ve hangi yıldayız.
Bilmiyorum sen gideli yıllar mı geçti
Yoksa,…
Birkaç dakikamı oldu…
Bildiğim tek şey
Elveda değişindeki tebessüm
Ve beni bırakan sana olan özlemim…
Kahrediyorum kendime
Söz dinlemeyen gönlüme
Ve sensizliğe mahküm olan bedenime…
Sana haykırmak istiyorum
Nefredimi!…
Ama sesim bile çıkmıyor.
Lakin içimdeki deryada
Damlıyor bedduam birer ikişer
Sesiz çığlıklarımda tek tek…
Dilerim Tanrıdan,
Ağaran saçlarım boynunda
Düğüm olsun.
Akan gözyaşlarım kadehinde
Zehir olsun.
../…


Dilerim Tanrıdan,
Yanlız kalasın
Teselliyi kadehlerdeki
Gözyaşlarımda bulasın.
Dilerim Tanrıdan,
Çiçeklerin açmadan
Dalında solsun.
Meyvaların olmadan
Toprağa kavuşsun.
Dilerim Tanrıdan,
Yaslanacak bir omuz
Sığınacak bir yuvan olmasın.
Dilerim Tanrıdan,
Arayacağın tek dost
Ecel
Kapını çalan
Ölüm olsun.
Not: 28 Kasım 1984 de yazıldı


YAKARIŞ – 18 –
Dudaklarımdaki isim
Kulaklarımdaki şarkı
Gözlerimdeki ışık
Ellerimdeki sıcaklık
Nerdesin?!…
Yanlızlığımın arkadaşı
Kollarımdaki eş
Uykumaki düş
Gönlümdeki sultan
Nerdesin?!…
Bahçemdeki çiçek
Penceremdeki kuş
Ocağımdaki ateş
Tabağımdaki aş
Nerdesin?!…
Seni ararken
Gözümde fer
Dizimde derman
Kalmadı.
Dön artık!
Çatlayan dudaklarım
Öpülmeyi bekliyor,
Üşüyen bedenim
Sıcaklığında ısınmayı istiyor.
Dön artık!
Zaman daha geç olmadan
Saçlara ak düşüp
Yüzlere çizgi dolmadan.
Dön artık!
Yağmurlar yağmadan
Çiçekler solup
Ağaçlar yapraklarını dökmeden.
Dön artık!..
Not: 4 Aralık 1984 de yazıldı


DİLEK – 19 –
Yeni yılda mutluluk;
Yanlızlık anında sıcak bir el.
Sessizlikte,tatlı bir çift söz.
Çaresizlik anında binbir umut olsun…
Yeni yılda başarı;
Uzaklarda aradığın hayal değil.
Gelecek günlerle gelen bir dost.
Senden ayrılmayan gölgen olsun…
Yeni yılda neşe;
Dudaklarında kahkaha.
Gözlerinde nazar.
Gönlünde eş olsun…
Not: 28 Aralık 1984 de yazıldı
1. şiir kitabına girdi

KIR ÇİÇEĞİ – 20 –
Bir demet kır çiçeği olmak istiyorum;
Alıyla, moruyla, sarısıyla, beyazıyla,
Dikeniyle, otuyla.
Bir demet kır çiçeği olmak istiyorum;
Sevgiyle toprağımdan ayrılıp,
Özlemle sıcak ellerde birleşerek,
Demet demet umut taşımak için.
Ya da;
Sevgilinin elinde mutluluk.
Akşam sofrasında neşe.
Hasta odalarında ümit olmak için.
Belki de;
Sıcak bir dostluğu tazelemek.
Yeni bir günü karşılamak.
Güzel bie anıyı anımsamak için.
Bir demet kır çiçeği olmak istiyorum;
Sadece;
Bir demet kır çiçeği olmak istiyorum;
Herhangi bir zamanda
Herhangi bir yerde
Herhangi bir canlıda
Herhangi bir neden için
Bir demet kır çiçeği olmak istiyorum…
Not: 23 Ocak 1985 de yazıldı
1. şiir kitabına girdi

BÜTÜN – 21 –
Bütün geceler benimdir.
İster soğuk olsun, ister sıcak.
Ne fark eder.
Geceler benim ya,
Buda bana yeter.
Bütün yıldızlar benimdir.
İster uzak olsun, ister yakın.
Ne fark eder.
Yıldızlar benim ya,
Buda bana yeter.
Bütün şişeler benimdir.
İster dolu olsun, ister boş.
Ne fark eder.
Şişeler benim ya,
Buda bana yeter.
Adasam hepsini.
Benim olan herşeyi.
Bilmem yeter mi?
Bir yudum sevgiye…
Not: 23 Aralık 1985 de yazıldı
1. şiir kitabına girdi

BACA – 22 –
Evim soğuk hem de çok.
Odam dersen,
Hem var hem yok,
Alt komşu yine yakmış sobayı.
Dumanı ısıtmış bacayı.
Ne durursun öğle,
Yaslanda duvara
Isını ver sende şöyle.
Not: Şubat 1985 de yazıldı
1. şiir kitabına girdi

İSTER – 23 –
Toprak,
Tohum ister
Bereket için.
Tohum,
Su ister
Yaşamak için.
Su,
Yağmur ister
Çoşmak için.
Toprak ananın koynunda
Birleşip bütünleşerek
Canlıları doyurmak için.
Çocuk,
Sevgi ister
Büyümek için.
Sevgi,
Gönül ister
Sığınmak için.
Gönül can ister
Yaşamak için.
Bedenlerin içinde
Alev alev yanarak
Canları ısıtmak için.
Not: Kasım 1984 de yazıldı
Not: 1. şiir kitabına girdi

NİYE ? – 24 –
Sevgi bir yakarıştır.
Gizliden gizliye
Kapanan gözlerde,
Susan dudaklarda,
Bilinmez niye?
İçinde çoşkuyla yanan,
Ateşi söndürmek.
Gözlerde akan,
Yaşları durdurmak.
Sevgi sözcüklerini dudaklarda
Hapsetmek niye?
Bırak yansın ateş
Gönlünce.
Bırak aksın yaşlar
Dilediğince.
Bırak açılsın dudaklar
İstediğince.
Yaşadığını hisset
Ve
Hissettiğince yaşa!…
Not: Kasım 1984 de yazıldı
1. şiir kitabına girdi

NEREDESİN ? – 25 –
Kış ortasında yeşeren dalım,
Gönlümün sultanı,
Bedenimdeki canım,
Kalbimdeki cananım,
Sevgilim eşim arkadaşım,
Nerdesin?!…
Güneş bile sen gideli
Eskisi kadar parlamıyor.
Bulutlar ise sözleşmiş gibi
Kara mı kara.
Artık yağmur bile yağmıyor.
Evimizde herşey aynı
Hatta su içtiğin bardak bile,
Hala masanın üstünde…
Sen gidince durdu zaman.
Akıp geçsede bir yerlerde.
Ne olur geri dönde.
Yaşansın geride kalan
Son güzel birkaç an…
Not: Aralık 1984 de yazıldı

SATIŞ – 26 –
Kırılmış bir kalp satıyorum.
Yok mu alan!
Hemde çok ucuza.
Yok mu kapan!
İstiyene bedava.
Yok mu yakan!
Atıyorum.. Atıyorum.. Atıyorum..
Attım…
Not: Mart 1985 de yazıldı
1. şiir kitabına girdi
ESKİCİ – 27 –
Eskicii gelde eskiiciii !
Boşa gitmesin buradan
Şu yaşlı ihtiyar.
Eski bir gömlek
Ama yinede olsun biraz sağlam.
Yok mu gelin kız
Birde ceket.
Bende sana vereyim
Şuracıktan koca bir leğen
Yanında olursa birde yelek.
Not: Mart 1985 de yazıldı
1. şiir kitabına girdi

SEN VE BEN – 28 –
Rüzgara saclarını
Dağıttığı için kızıyorum.
Sen, gülüyorsun kahkahalarla.
Ben, karanlığa çiziyorum gülüşünü.
Minik bir serçenin.
Kırılmış kanadı, kesilmiş soluğu.
Sen, ağlıyorsun hıçkırıklarla.
Ben, kadehlere dolduruyorum gözyaşlarını.
Not: 1985 de yazıldı
Not: 1. şiir kitabına gird

PAZARESİ GELİNE – 29 –
Bilirmisiniz?
Neden pazartesileri sevmem.
Pazartesi gelince,
Evdekileri alır bir telaş.
Açılarak kapı ve pencere;
Başlanır halılar cırpılmaya,
Camlar parlatılmaya.
Bu arada,
Tozlar alınır, yerler silinir.
Hele birde bayram arifesi ise
Büfelerin ve dolapların içi,
Avizelerin üstü,
Elden geçer hepsi.
Ya baharda;
İner bavullar,
Kalkar kışlıklar, iner yazlıklar.
Sökülür borular,
Temizlenir sobalar.
Perdeler, halılar, minderler, yataklar,

Of f!… Tanrım… Off!…
Neden pazartesileri var ki ?…
Not: 1985 de yazıldı

… Kİ , – 30 –
Yağmurlar şarkılar söyleyin
Pencereme her dokunuşunuzda.
Söyleyin ki şarkılar
Yanlızlığımı bir anda olsa unutayım.
Yıldızlar daha çok parlayın
Karanlık gecelerde.
Parlayın ki
Aydınlığınız dostum olsun avunayım.
Rüzgarlar dahasert esin
Sonbahar günlerinde.
Esin ki
Yapraklarla birlikte uzaklara savrulayım.
Ecel apansız gel
Zamanın herhangi bir anında.
Gel ki
Ölümün ateşinde aniden kavrulayım.
Not: 1985 de yazıldı

YANLIZLIĞIM – 31 –
Seviyorum ben sessizliği,
Karanlığın gizemini,
Seviyorum ben yanlızlığı
Ve gecelerin soğukluğunu.
Susun…
Sakın konuşarak,
Sessizliğimi bozmayın.
Yanlızlığımın ince tülünü yırtmayın…

Not: 1985 de yazıldı

SÖYLEYE BİLİRMİSİN? – 32 –
Geceler boyunca yollarına
Akan gözyaşlarımı bana
Getire bilirmisin?
Acı dolu bekleyişlerle
Geçip giden yıllarımı bana
Geri vere bilirmisin?
Umutsuzluğun izlerini taşıyan
Yüzümdedi çizgileri
Yok edebilirmisin?
Söyle bana
Geçmişide silebilirmisin?
Öğleyse,
Neden döndün buraya
Bana söyleye bilirmisin?

Not: 1985 de yazıldı

1. şiir kitabına girdi

BİLMEKTİR – 33 –
İçimdeki nefreti
Bir anlatabilsem sana.
Dünyalar benim olurdu inan bana.
Her gece yalvarıyorum Tanrıma.
Görmemek için seni rüyalarımda.
Gönül bahçemdeki bahar
Görünce seni hazan oluyor.
Mutluluk şarkıları
Duyunca seni acılara boğuluyor.
Ve seni her anımsayışımda
Sana olan nefretim bana dönüyor.
Aklım kızıyor yüreğime
Söz dinlemiyor diye.
Yüreğim kızıyor aklıma
Aşk gerektiğinde acı çekmeyi
Bilmektir diye.

Not: 1985 de yazıldı

RANZAMDA – 34 –
Ranzamda uzanmış yatıyorum;
Yanlızlığı için için yaşıyarak
Dinliyorum sesleri,
Derinden, büyük ihtimal
Aşağıdaki kantinden.
Bir yanlızlık şarkısının nameleri
İnsan seslerine karışıp
Kaybolup gidiyor.
Sessizce kimi gönüllerde iz bırakarak…
Ranzamda uzanmış yatıyorum;
Zaman zaman anlaşılması güç
Bir uğultu doldursada ortalığı
Herkesin onda gizli umudu
Bir an durur zaman
Dikkat kesilerek dinlenir
Anansun gürültüsü…
Ranzamda uzanmış yatıyorum;
Odayı yine temizlememişler
Dolapların üstü ve yerler pis
Kimi yataklarsa dağınık
Yatakların arasına gerilen iplerde
Çamaşırlar çalışıyor kurumaya
Islatarak yerleri, temiz…

../…

Ranzamda uzanmış yatıyorum;
Yağmurdan akan tavan
Gizli sevdası küf ile
Buluşmuş köşedeki duvarda
Yeşilin tonları sarmalamış
Beyaz badanalı odayı…
Ranzamda uzanmış yatıyorum;
Gençliğimin en güzel anlarında
Okuldan dönüşte yurdumda
Akıp giden zaman içinde
Hiçbir şeye aldırmadan
İzliyor ve dinliyorum gönlümce…
Ve ben,
Ranzamda uzanmış yatıyorum…

Not: Nisan 1985 de yazıldı

1. şiir kitabına girdi

ELDE DEĞİL – 35 –
Yaşam bir an
Kaybetmemek elde değil.
Sevmek bir tutku;
Kıskançlıklar içinde,
Beslemek elde değil.
Kavuşmak bir hayal
Ömrün son anında bile
Beklememek elde değil.

Not: Mayıs 1985 de yazıldı

Not: 1. şiir kitabına girdi

HUZUR İSTİYORUM – 36 –
Huzur istiyorum,
Çektiğim acılarla beslenen,
İçimdeki öfkenin yerine.
Uykusuz gecelerimin,
Karabasanı yerine.
Huzur istiyorum,
Damla damla içime
Akan gözyaşlarım yerine.
Bir anlıkta olsa
Sadece huzur istiyorum…

Not: Mayıs 1985 de yazıldı

VE BEN – 37 –
Deniz en güzel namelerini
Sunacak dalgaların sesinde
Ve rüzgar ılık nefesiyle
Eşlik edecek onalara
Gün yerini geceye bırakırken,
Karanlık gizleyecek çikinlikleri.
Ve ben,
Tek başıma,
Yürüyeceğim kumsalda.
Kah güneşin batışında
Hüznü yaşıyacağım dolu dolu.
Kah dalgaların sesinde
Hayala dalacağım derinden.
Ve ben,
Tekbaşıma,
Kimi zaman mutluluktan
Bazende çaresizlikten
Ağlıyacağım yatağımda…

Not: Haziran 1985 de yazıldı

1. şiir kitabına girdi

GERÇEK AMA… – 38 –
Aşk; dudaklardaki özlemdir.
Başı dumanlı dağlarda
Soğuğun yaktığı sıcak gibi
Gerçek ama öldürücü.
Aşk; bir seraptır.
Çölde sıcağın kavurduğu toprakta
Fışkıran vaha gibi
Gerçek ama öldürücü.
Aşk; ulaşılacak zaferdir.
Büyük mücadelelerin sonunda
Yaşamın nefesi gibi
Gercek ve öldürücü.

Not: Haziran 1985 de yazıldı

1. şiir kitabına girdi

KARANLIK – 39 –
Bir yaz gecesinde,
Saatilerlemiş zamanların birinde,
Kimbilir ?…
İnsanlar kaçıncı düşlerinin bilmem neresinde.
Gökyüzü alabildiğine karanlık,
Yıldızlar bile uykuya dalmış gibi,
Süslemiyorlar artık gecenin karanlığını.
Sokaklar bomboş…
Zaman zaman
Uzaklardan geçen bir araç,
Karşı bahçedeki köpek,
Huzur dolu sesizliği bozmak istercesine,
Sesler çıkarıyorlar kendilerince.
Ama ben yinede içimde duyuyorum,
Yere düşen yaprağın hüzünlü melodisini.
Ve,
Rüzgarın iç çekişini…
İşte ben böyle anlarda
Mutlu bir huzur içinde
Karanlığın gizem dolu
Sisli tülü altında
Yaşadığımı hissederek yaşıyorum.
Acelesiz bir yavaşlıkta
Ağır ağır,
Ve…
Gönlümce…

Not: Temmuz 1985 de yazıldı

KİMDİ ? – 40 –
Bilmiyorum, hangi zamandı
Ayın kaçıydı
Günlerden neydi
Yada gün,
Ağarıyormuydu
Yoksa kararıyormuydu
Bilmiyorum.
Öyle bir andı işte,
Zaman içinde…
Kapım çalındı sertçe.
Öğretildiği gibi
Düşümdüm sessizce.
Kimdi beni arıyan.
Bu vakitsiz zamanda.
Buz gibi bedenler arasında
Karanlıkta kalan insan
Kimdi?
Söyleyin bana
Kimdi o?
Benmiydim o beni arıyan
Yanlızlar diyarında
Boşlukta kalan…

Not: Ağustos 1985 de yazıldı